Domino’s Pizza Türkiye geçtiğimiz ayın sonunda franchisee’leri ve şube müdürlerini bir araya getirdiği geleneksel buluşmalarından sekizincisini, alışıldığı üzere Antalya’da gerçekleştirdi. Etkinliğin sonu günü lansmanı yapılan, Seda Sayan’ın yanı sıra oğlu Oğulcan Engin’in de yer aldığıyeni reklam kampanyasını da görücüye çıkaran markanın, bu husustaki en yetkili isimleriyle bir araya geldik.

Domino’s Pizza Türkiye Genel Müdürü Aslan Saranga ve reklamcı Serdar Erener’le, Seda Sayan tercihinin yanı sıra Domino’s’un yeni yol haritasını da konuştuğumuz söyleşinin tamamı MediaCat’in Mart sayısında olacak. Bugün yanıtını paylaştığımız soru ile girizgâh yapmış olalım.

 

Neden Seda Sayan?

Serdar Erener: Domino’s’la çalışmaya başlamadan evvel onların halihazırda yürüttüğü kampanyanın muhatabı gençlerdi. Düşünce, pizzayı 30 dakikada eve-bekâr evine-yurttaki odaya isteyen gençlerle konuşmanın daha doğru olduğu yönündeydi. Biz “alan büyütülebilir, kapsama alanımız genişleyebilir” dedik. Türkiye’deki en büyü ticari lobi kim? KOBİ’ler değil, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu da değil. Ev kadınları. Sayıları 15-17 milyon. Ve bu lobi alışverişin -neredeyse tamamını- yönetmese de yönlendiriyor. Türkiye’de parayı elinde tutan erkek ama harcama kararını kadın alıyor.

Türkiye’de neresinden baksanız 2 milyon civarı çalışan kadın var. 15 milyon kadar da çalışmayan kadın var. AB C1C2 diye baktığınızda baya milyonlarla ölçülen haneler var. Pizza da sadece bekâr erkeklerin değil annelerin de akşam sofraya koyabilecekleri çok güzel bir seçenek, hele de Domino’s olursa. Bu Domino’s’un araştırmalarında da görünen bir konuydu ancak oraya konuşmak konusunda, nasıl denir, biraz mahcuplardı. Hamleleri olmamıştı oraya. Biz onları bu konuda cesaretlendirdik.

Türkiye’de annelere konuşmak demek onların sevdikleri, takip edip merak ettikleri insanlar üzerinden konuşmakla yapılabilir… Kanaat önderlerinin etkisini tüm dünyada görüyoruz. Oprah Winfrey çıkıp programında “Şu kitabı okudum, çok güzeldi” diyor ve ertesi gün kitap NYT Best Seller oluyor. Çünkü insanlar örnek aldıkları kişinin ne yiyip içtiğini, ne yaptığını çok yakından takip ediyorlar. Bu, kültürel bir vaka.

Türkiye’de de annelerin, ev kadınlarının gün boyu televizyonda izledikleri bazı insanlar var. Bunlardan bir tanesi çok zamandır Türk kadını için çok ciddi bir kanaat önderi. Bu insanın adı da Seda Sayan. Ben Seda Sayan’ı çok sever, çok sayarım.

dominos-520x245Sorulmaz ama, niye?

SE: Hepimize ilkokulda bile öğretilen “Ya göründüğü gibi ol ya da olduğun gibi görün” var ya; bu laf, bu hikmet büyük bir hayat doğrusu. Kadırgalı Seda bu erdeme doğuştan sahip bir isim ve bence bütün gücünü de oradan alıyor. İnsanların büyüklüğü bence okuma-yazmayla değil, kaç kitap devirdiğiyle değil; gündelik hayattaki erdemiyle ölçülür. Seda Sayan bu söze vakıf doğmuş bir isim. Hiç özentileşmeden, kendi gibi olmaktan hiç uzaklaşmadan insanlarla irtibat kurabiliyor. Bu çok büyük bir güç. Yıllar içerisinde pek çok defa bunu gördüm.

Şu anda iş literatürüne bakarsanız, buna İngilizce’de authenticity diyorlar (olduğun gibi olmak), bunu öğreten kitaplar-adamlar-gurular falan var. Bu öğrenilebilir bir şey mi? Bilmiyorum, ama kimde onun doğuştan olup olmadığını da her insanın içindeki hakikat detektörü tespit ediyor. Seda Sayan böyle, olduğu gibi olma konusunda hiç kimsede tereddüt bırakmayan birisi. O yüzden 2016’nın ana harekatı olarak evlerde akşam pizza da yenebilir -ki TGI datası bunun zaten olduğu söylüyor- demek için annelere konuşuyor, buna da Seda Sayan ve oğlunun yer aldığı kampanyayla başlıyoruz.

Siz nasıl ikna oldunuz ünlü kullanımı konusunda Aslan Bey?

Aslan Saranga: Geçen senenin ortasına doğru bir pazar araştırması yaptık ve Serdar’ın tespitlerinin birebir aynısını söyleyen sonuçlar aldık: Gençlerde Domino’s Pizza çok iyi biliniyor, çok ciddi bir tüketim var. Bunun yanında ailelerde de bir o kadar pazar var ve o segmentte Domino’s Pizza için çok büyük bir fırsat var. Sonuçlar böyle olunca Serdar’a “Haydi ailelere yönelik bir şeyler yapalım” dedim.

Bu ünlü konusu da vardı gündemimizde elbette. “Acaba bir ünlü ile mi bunun reklamını yapsak?” diye konuşuyorduk. Gerek var mı, yok mu? Serdar’ın deneyimleri bize Türk insanın özellikle ünlü insanların söylediklerine çok önem verdiğini gösterdi. Bu kampanyayla birlikte çok önemli, yeni bir davranış şekli gelişmesini bekliyoruz. Onu yaparken kuvvetli bir karakterin bu mesajı vermesinin önemli olacağını düşündük ve bu noktaya geldik. Umarım hayırlı olur ama ben şimdiden iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Güzel, farklı, ezber bozan bir şey yaptık. Bunda da Serdar’ın çok büyük katkısı oldu.

2644Görünüm